Her zaman Çin malı malzemelerdeki tehlikelerden bahsediyoruz fakat hepimizin evinde bile bile aldığımız bir iki parça çin malı eşya, tabak çanak, biblo yapma çiçek vs. vardır. Kendimiz olunca Türk mantığı "bize bişey olmaz", yada "aman canım zaten çok kullanmıyorum" vs. bahanelerle yapacağımızı yapıyoruz. Ancak çocuklarımız söz konusu olduğunda büyük markaların bile Çin'de sıkı denetim altında yaptırdığı Çin malı oyuncaklara şüphe ile yaklaşıyoruz. Yanlış anlamayın, benimde eve veya kendime aldığım Çin malı tabak, bardak, süs eşyası vesairem var, fakat bebeğim söz konusu olunca iyice pipirikleniyorum. Evde olmanın da verdiği can sıkıntısının da etkisi yok değil ama iyi marka olarak bildiğimiz oyuncak markalarının bile Çin'de üretim yaptırmaları benim canımı sıktı. Bende kalktım kendi elleri, benim parmaklarım, oyuncakları ve hatta battaniyelerini bile ağzına sokan oğluma oyuncaklar yapmaya başladım.
Amigurumi denen ve yine uzakdoğu kökenli olan, ancak en azından kullandığımız malzemeleri Türkiye'den ve bildiğimiz üreticilerden seçebileceğimiz oyuncaklar yapmaya başladım. Henüz çoook başındayım, bitmiş olan sadece aşağıdaki çıngırak var. Temelini "yumurta kafalar" adıyla buradan buldum.
İlkini yaptığımda oğluşumun ilk çıngırağının aralıklarının geniş tarafından parmaklarını sokup dar tarafına kaydırınca sıkıştığını ve parmaklarını çıkartmak için ben yetişemeden çektiğinde canının yandığını hatırladım. Böylece ilk denememi çıngırağa dönüştürmeye karar verdim. İki tane daha yumurta kafa yapıp, çıngırağın içindeki zilleri de bunların içine yerleştirdim. buradan da kordon yapımını öğrenip yumurta kafaları birbirine ekledim. Şimdi içim rahat oğluşum istediği gibi oynayıp, ağzına sokabilir. Üçü birbirine bağlı olduğundan boğazına kaçma endişem de yok :-)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder